çıplak ayak.
Ağaçların köklerinden bacaklarıma çamur sıçradı hep.
Bu yaz bahçeyi sulayarak kışın yağacak yağmurlara hazırlamaya çalıştım kendimi.
Londra yağmurlarına.
Sadece köklerine değil, ağaçların altına girip tepelerine doğru tuttum hortumu.
Yapraklardan dökülen tane tane suları sevdim yaz sıcağında...kışın da sevebileyim diye.
Londra'da ellerim üşüdü dün sokakta.
Bugünse tüm gün yağmur yağdı pencerimin önüne.
Bilgisayardan başımı kaldırıp karşımda duran ağaca baktıkça bugün,
yaz akşamlarında annemin eve gelmesinin kıymetini hatırladım tekrar,
Sani'nin sessizliğinde kitap okumanın tanıdıklığını.
yaz akşamlarında annemin eve gelmesinin kıymetini hatırladım tekrar,
Sani'nin sessizliğinde kitap okumanın tanıdıklığını.
Bütün gün yağmurdan şikayet ettim.
'Alış artık' dedi Adil.
Alışamadım.
ben bu bahçeyi boşuna mı suladım?